Oruç ve kalp sağlığı
Bilgilendirme
Haberin devamı Prof. İbrahim Baran, oruç tutan kalp hastalarının ilaç tedavilerinin nasıl düzenleneceğini ise şöyle aktardı: "Ramazan ayı öncesinde hastaların ilaç tedavilerinde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

Günde tek doz ilaç kullanan hastaların hipertansiyon ve aritmi hastaları gibi tedavisi, ilaç dozunun sahur veya iftara kaydırılması ile düzenlenebilir. Aspirin dışındaki kan sulandırıcı ilaçların kullanımında dikkatli olunması gerekmektedir.
İlginizi Çekebilecek Diğer İçerikler
Günde iki doz alınan ilaçların iftar ve sahurda alınması düşünülebilir. Ancak yaz aylarında iftar ve sahur arası sürenin ortalama 16 saat olması dolayısıyla gündüz ilaçların etkinliği azalabilir.

İmkan varsa Ramazan öncesi preeklampsinin önlenmesi saat etkili ilaçlara geçmek faydalı olabilir. Bu durumda ilaç değişimi uygun değilse kanda pıhtı oluşumu riskine karşı oruç tutulmasına izin verilmemelidir. Özellikle yaşlı hastalarda ve çok sıcak ortamlarda sıvı kaybı ile pıhtı riskinin artacağı unutulmamalıdır.
Hastanelerimize gelecek ziyaretçilerimizin dikkatine,
İleri evre kalp yetersizliği olan hastaların tedavilerinin iftar ve sahur arasında sınırlanması ne yazık ki mümkün olamamaktadır. Bu hastaların ilaç sayısının da fazla olması ve çoğunlukla eşlik eden böbrek yetmezliği veya diyabet sebebiyle ilaç düzenlemelerinin iftar veya sahurla sınırlandırılması mümkün değildir.

Bu sebeple de ileri evre kalp yetersizliği olan hastaların oruç tutması sakıncalıdır" dedi. Haber devam ediyor Haber devam ediyor Haberin devamı Ramazan ayının yaz dönemine rastlaması dolayısıyla hem sıcaklık hem de oruç tutulan sürenin uzun olmasının kalp hastalarında beslenmenin önemini arttırdığını dile getiren Prof.
İbrahim Baran, sözlerini şöyle sürdürdü: Haber devam ediyor Haber devam ediyor Haberin devamı "Sıcak hava sebebiyle iftar ile sahur arasında yeterli sıvı alımı sağlanmalıdır. Aksine bir öneri yoksa iftarla sahur arasında 2 litre civarı sıvı alınmalıdır.
Akışta kalabilirsiniz.
Hastalara oruç tutarken sıcak ortamlardan uzak durmaları, sıcakta ağır iş yapmaktan kaçınmaları öğütlenmelidir. Kimi hasta uzun süren açlığın etkisi ile iftarda ağır ve aşırı yerken, kimisi ise oruç sırasında açlığa dayanabilmek için sahurda çok yemek yemektedir. Hâlbuki ağır bir yemek birçok kalp hastalığını tetikler.
Bu sebeple oruç ve kalp sağlığı beslenilmelidir. Hastalar, Ramazan boyunca iki öğün yerine üç öğün yemek yemelidirler.

Bu üç öğün oruç ve kalp sağlığı, iftardan saat sonra ve sahur şeklinde olmalıdır. Bu sayede öğün miktarı bölündüğünden dolayı hastanın kardiyak yükü artmamış olacaktır.

Aksine işlenmiş karbonhidrat içeren şekerli, unlu gıdalar ise kısa sürede sindirime uğrayacağından yaklaşık 3 saat kısa sürede açlık hissedilmesine sebep olacaktır. İşlenmiş karbonhidrat şekerli gıdalar, börek, çörek, baklava, makarna, kurabiye, reçel gibi yerine sebze yemekleri, fasulye, bezelye, nohut, mercimek gibi gıdaları tercih etmeli, asitli meşrubatlardan uzak durulmalıdır.
Sahura mutlaka kalkmalıdır.
Hasan Güngör, Ramazan ayının başlamasına sayılı günler kala kalp hastalığı olan Aydınlı hastaların bu süreçte dikkat etmesi gerekenler ile ilgili önemli bilgiler verdi. Ancak bu kişilerin mutlaka kendisini takip eden doktoruna danışması gerekir. Kalp damarlarına son 1 yıl içinde stent takılmışsa, stent ve diğer damarlarda problem çıkmaması için genelde iki tane birden kan sulandırıcı tedavisi uygulanır ve bu dönemde kişinin oruç tutması doğru olmaz. Kronik kalp damar hastalığı kontrol altında olan ve sadece koruyucu olarak düşük doz aspirin kullanan hastalar doktor kontrolünden geçtikten sonra oruç tutabilirler. Sadece kalp yavaşlaması nedeniyle basit kalp pili olması oruç tutmak için engel değildir.
Sonuç olarak oruç tutmanın kalp üzerine olumlu etkileri vardır ve genel olarak stabil kalp hastalıkların seyrinde kötüleşmeye sebep olmamaktadır. Birçok stabil kardiyak hasta, ilaç tedavisinin düzenlenmesi ve hekim kontrolü altında olmaları şartıyla sorunsuz olarak oruç tutabilmektedir. Kardiyak hastaların mutlaka Ramazan öncesi kardiyolog tarafından değerlendirilerek bireysel olarak oruç tutup tutamayacağına karar verilmeli, bu karar verilirken hastanın genel durumu, ilaç tedavisi, iklim koşulları göz önünde bulundurulmalıdır.
Kardiyak hastalıkların diyabet veya böbrek hastalıklarıyla beraber olabileceği de göz önünde bulundurulmalı ve böyle hastalarda karar diyabet ve böbrek uzmanıyla beraber verilmelidir" dedi.