Diyastolik arterler yüksek
Alp AydınalpDoktorlar için Arteriyel fonksiyonlar Arteriyel sistemin birbiriyle yakından ilişkili iki hemodinamik işlevi vardır: i metabolik aktivitenin dikte ettiği kalpten periferik dokulara yeterli kan akışı sağlamak için boru görevi görürler iletim hattı fonksiyonu ; ve ii ayrıca, LV atımının aralıklı karakterinin neden olduğu kan akışını ve basınç değişken karakterli oskültasyona uğrayan akımını düz hale getirerek, sabit basınç ve akımla periferik organ perfüzyonunu sağlayan boruların içini döşeyen elastic yastıklı hidrofor windkessel görevi görürler [6 1 ].
Kanın iletildiği hattın verimliliği, arteriyel çapların genişliğine ve akımın iletildiği büyük arterlerdeki düşük dirence bağlıdır normal koşullarda, çıkan aorta ile ön kol veya bacaktaki arterler arasında supine pozisyonunda ortalama kan basıncı mmHg'den fazla düşmez.
Hipertansiyon reçeteleri
Plaklar ve arterlerde daralma ile karakterize olan atheroskleroz, iletim hattının bu fonksiyonunu bozan, ne yazık ki sık görülen bir hastalıktır. Biraz önce bahsedildiği gibi arterlerin ikinci rolü artıp azalan bir salınım ile pompalanan atım hacmini homojen hale getirerek, periferik doku ve organlara neredeyse sabit bir akış sağlamaktır.
Akıma karşı oluşan periferik direnç nedeniyle, atım hacminin sadece bir kısmı doğrudan periferik dokulara iletilir.

Diyastole sırasında, 'biriken' enerji aortu geri teperek depolanan kanı periferik dokulara ileri doğru sıkarak sürekli bir akış sağlar Şekil 2. Şekil 1 Sistol- Normal komplian arteriyel sistemde ventrikül sistolü sırasında oluşan atım hacminin önemli bir kısmı arter duvarları gerilerek arterlerde depolanır.
Şekil 2 Diyastol-Ventrikül diyastolü sırasında, daha önce gerilmiş arteriyel duvarlar eski haline geri dönerek depoladığı akım hacmini periferik dokuların ve organlar sürekli perfüzyonunu sağlayacak şekilde pompalarlar. Arteriyel sistem sertleşip gerilme yeteneğini kaybeder ise, atım hacminin tümü sistol sırasında arteriyel sistem ve periferik dokulardan akacaktır.
Kan basıncı nedir?
Damarın atım basıncını homojen hale getirme fonksiyonun verimli olabilmesi için, arterin distansiyonu ve eski haline geri dönmesi için gerekli olan enerjinin mümkün olduğunca düşük olması gerekir, buda belirli bir atım hacmi için nabız basıncının mümkün olduğunca düşük olması ile sağlana bilir. Bu fonksiyonun verimliliği, arter duvarlarının elastik özelliklerine, çapları ve uzunluklar da dâhil olmak üzere arterlerin geometrisine bağlıdır.
Üzerinde iki rakamın sabitlendiği bir tonometre olan özel bir cihazla ölçülür: büyük olan sistolik ve daha küçük olanı belirler - Ortalama Arteryel Basınç Hesaplama Yöntemleri. Sistol, kasılma sırasındaki kan basıncıdıibelyxuw. Arteriyel basınç normu, iki göstergesinin sistolik ve diyastolik hem üst sistolik hem de alt diyastolik seviyelerde yaş indekslerine karşılık gelmesidir. Ölçü birimi milimetre cıva, kısaca mm Hg'dir. Yüksek sistolik ve düşük diyastolik basınç.
Bu terim, fizyolojik basınç aralığı içindeki belirli bir transmural basıncın, vasküler ağ hacmi toplam veya segmental üzerine fonksiyonel etkisini gösterir.
Farklı başlangıç boyut ve çaplarına sahip yapıların elastik özelliklerinin karşılaştırılmasını yapabilmek için komplians, başlangıç hacmi ile ilişkili olarak bir distansibility Di katsayısı olarak ifade edilebilir. Basınç-hacim ilişkisi doğrusal değildir; düşük basınçta gerilimi elastin lifler tarafından karşılanır, oysa yüksek basınçta gerilim ağırlıklı olarak daha az genleşme kabiliyeti olan kollajen liflerine aktarılır ve arteriyel duvar sertleşir 1.
Kalp Yetmezliği Nedir?
Bu nedenle, damar sertliğinin kalıcı olup olmadığı sadece belirli bir basınç aralığında tanımlanmalıdır çünkü BP'deki artışlarla sertlik artacaktır. Arteriyel sertlik klinik kullanıma veya deneysel duruma bağlı olarak birkaç metod ile ölçülebilir.

Klinik uygulamada, arteriyel sertlik üç temel yöntem ile noninvaziv olarak tahmin edilebilir: i nabız dalga hızının değerlendirildiği nabız geçiş süresi PWVii arteriyel basınç dalgası konturunun analizi ve iii arter çapı veya lümen kesit alanı ölçümü ve çap değişikliği olan bölgeden gerilim basıncı ölçülerek doğrudan damar sertlik tahmini En sık kullanılan iki yöntem PWV ve merkezi aort veya yaygın karotid arter nabız dalgası ölçüm analizidir.
Doğrudan şahdamarında veya çıkan aortta kaydedilir veya diyastolik arterler yüksek transfer formülü kullanılarak radiyal arter atım dalgasından hesaplanır 4. PWV ölçüm formülü, bir arterin kalınlığının içi boş bir yapı olarak değerlendirilmesidir ve arterin geometrisine kalınlık, h; ve yarıçap, r ve arter duvarının iç elastik özelliklerine yani elastik artımlı modül, E ve kan yoğunluğuna ƿ bağlıdır.
Konjestif Kalp Yetmezliği Nedir?
Karotis-femoral 'aort' PWV ölçümü altın standart olarak diyastolik arterler yüksek edilir 3. PWV aort ve aorto-iliak damar yolu boyunca ölçülebilir. PWV periferik arterler düzeyinde de ölçülebilir, ancak aorta daki büyük arterler ana 'yastıklama' arterleri olduğu ve arteriyel sertleştirmenin patofizyolojik etkilerini ve kardiyovasküler olaylarla ilişkiyi en iyi yansıtacağı için PWV ölçümünün büyük arterlerden yapılması faydalıdır Şekil 3 5.
Arteriyel sistem heterojendir, karakteristik olarak çıkan aorta ve geniş elastic arterlerden periferik müsküler geçiş arterlerine doğru ilerleyen sertlik PWV artışı ile oluşan bir sertlik gradiyenti mevcuttur 5,6.
Şekil 3 Arteriyel sistem boyunca basınç dalgası iletiminin şematik illüstrasyonu. Dikey kalın oklar, nabız basıncı 'başlangıç kısmının' konumunu gösterir. Noktalı dolgu 'lokal' kanın sütun benzeri hareketini temsil eder. Nabız basıncı, arter ağı boyunca 0,3 saniyede ilerlerler.

Sol ventrikülden atım başına sadece 20 cm küçük ok kan dışarı fırlar 7. PWV kan akım hızı ile karıştırılmamalıdır. PWV, enerjinin arteriyel duvardan iletilmesiyle ilgili iken, kan hızı ise kütlenin arter kolonu aracılığıyla yer değiştirmesiyle ilgilidir.
Arteriyel diyastolik basınç normu
Hızın yayılımındaki bu farklılık, sol ventrikül ve arteriyel akış açısından fizyolojik bir avantaj oluşturur. Sol ventrikül kanı dışarı atmaya başladığında, aortu ve arter ağını kaplayan yüksek tansiyonu tedavi etmek için iyi ilaçlar kan sütunu ile karşı karşıya kalır. İlk milisaniyelerde, atılan kan yer bulmak zorundadır ve bu kısmen proksimal aortun distansiyonu ve aortada mevcut olan kan sütununun ileriye itilmesi diyastolik arterler yüksek sağlanır.
Tüm bu değişiklikler proksimal aortun kısa bir bölümü ile sınırlıdır.
Kan basıncı nedir?
Bu lokal değişiklikler aşağı akışa iletilecektir, proksimal aorttan yer değiştiren kan aşağı akış segmentlerine doğru yer bulacaktır. Sadece proksimal aorta giren kanın 'itme' kuvvetine dayanarak, tüm arteriyel kan hareketi regüle edilmiş olsaydı, kan kolonunun yüksek direnç kuvveti nedeniyle yüksek bir kardiyak enerji harcaması gerektirecekti.
Halbuki Aorta giren kana paralel olarak, proksimal aort basıncı yükselmeye hiperaldosteronizm hipertansiyon ve proksimal kısımdan aşağı akış segmentlerine doğru daha yüksek basınçlara sahip mahallî bir küçük basınç gradiyenti oluşur.
PWV aorttan periferik arterlere doğru arttıkça, arter ağacı boyunca hızlı yürüyüş ve yüksek tansiyon yayılan bu 'şant diyastolik arterler yüksek arteriyel sistemde kanın neredeyse anında milisaniye cinsinden aşağı yönde harekete geçirilmesine neden olur 8.
Diyastolik arterler yüksek hala ventrikül fırlatma süresi sırasında meydana gelir ve arteriyel kanın aşağı akış ile yer değiştirmesi atım hacmi için alan açmış olur. Sol ventrikül ejeksiyonunun sonunda, oluşan atım hacmi uzunluğu atım mesafesisantimetre cinsinden olan bir kan sütununu kapladığı mesafesidir, bu mesafeden ortalama kan hızı hesaplana bilir Şekil 4 8.
PWV'nin aorttaki kan hızını büyük ölçüde aşması önemlidir; aksine, PWV'yi aort akış hızı aşsaydı, uzunlamasına şok dalgaları ses hızını geçen bir uçak tarafından üretilenler gibi üretilir bu yüksek dalgalar potansiyel olarak arteriyel yaralanmalara sebep olurdu 1.
Kalp Yetmezliği Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Atım hacmi, ejeksiyon hızı ve aort sertliği, aorttaki nabız basıncı dalgası amplitütünü belirleyerek, sistolü, diyastolü ve nabız basınçını belirler. Aort veya karotis basınç dalga formu ve amplitüt analizi, büyük arter özelliklerini ve arteriyel sertliği değerlendirmek için sıklıkla kullanılan bir yöntemdir.
Değerlendirilen başlıca 'sertlik' parametresi, yansıyan dalgaların basınç şekli ve amplitütü üzerindeki etkisiyle ilgilidir. Bu değer milimetre civa mmHg cinsinden artmış augmented basınç veya 'büyütme indeksi' aortic augmentation index [Aix] diyastolik arterler yüksek ifade edilir 4,7 Şekil 4,5,6. Şekil 4 Kaydedilen aort nabız basıncı dalga formu ve nabız basıncını oluşturan ileri ve geri dalgalar. PP, nabız basıncı; Aix, büyütme augmentation indeksi PP yüzdesi ile ifade edilen yansıyan dalganın etkisi ; Tr, aorttan yansıyan bölgelere ve geriye milisaniye basınç dalgasının diyastolik arterler yüksek süresi; Diyastolik arterler yüksek, sol ventrikül fırlatma süresi milisaniye.
Şekil 5 Sabit uçlu bir ip modeli kullanılarak dalga yayılımının temsili. Şekil 6 A Aorttan perifere doğru ve geriye iletilen arteriyel basınç dalgalarının şematik gösterimi.
Periferik arterlerde, yansıyan dalga ileri atılan dalganın etkisiyle gerçekleşirken - dalgalar 0. Yansıyan dalga Tr'ye karşılık gelen bir gecikme ile aorta doğru geri döner. İleri atılan ve yansıyan dalgalar aynı fazda olmayacağı için çıkan aorta PP ve sistolik basınçları perifere göre B daha diyastolik arterler yüksek.
Sertlik indeksi olarak kabul edilen Aix'in arteriyel sertlik ile ilişkileri, ilerleyen ve yansıyan basınç dalgaları arasındaki ilişki ile oluştuğu için karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu dalgaların ortak şekli, basınç dalgalarının aortadan geçiş süresi, aortta farklı bölgelerinden yansıyıp geriye dönen basınç dalgaları PWV ve seyahat mesafesine bağlı olarak Tr ve sol ventrikül ejeksiyon süresi kalp hızı 1,7,9 arasındaki ilişkilerden etkilenir.
Arteriyel sertleşme, arteriyel basınç dalgası şeklini ve amplitütünü değiştirir ve bu iki şekilde gösterile bilir. İlki, 'doğrudan sol ventrikül tarafından sertleşmiş arterial sisteme atılan yüksek bir basınç dalgasının gösterilmesi, ikincisi indirekt olarak artmış PWV ile ileri ve yansıyan basınç dalgalarının zamanlama farkı ile saniye cinsinden gösterilir. Arteriyel sertliklerin ilerleyici artışı, aort geometrislerindeki değişiklikler giderek incelmemahallî arteriyel dallanmalar ve lümen daralmasına sebep olur.
İçindekiler
Buda ileriye doğru ilerleyen anlık basınç dalgalarının kısmi yansımalarına 'eko' neden olarak bir empedans uyumsuzluğu yaratır. Aort sertliğinde yansıyan bir dalga, orta aorta atımına erken geri döner ve arter ağacı boyunca sistolik ve atım basıncı genliğindeki değişikliklere sebep olur 1,4, İleri ve yansıyan basınç dalgaları üst üste biniyor ve ölçülen anlık basınç dalgasında birleşiyor Şekil 4,5 ve 6.
Ölçülen atım basıncı dalgasının son genliği ve şekli, bileşen dalgaları arasındaki faz ilişkisine zamanlamayani arter ağacındaki basınç kayıt alanına bağlı olan iki dalga arasındaki örtüneklik ile belirleniyor.
Çıkan aorta ve merkezi arterler yansıtıcı bölgelere uzaktır ve yansıyan dalganın dönüşü gecikir. Merkezi arterlerde aort ve karotisileri ve yansıyan dalgalar aynı fazda değildir ve basınç dalgasının şekli ve genliği ileri dalga ile yansıyan dalga arasındaki örtüşüm ile gecikmeli çakışır.
Bu dalgalanma intratorasik basınç değişikliklerine ikincil gelişir. Ancak bu akım aralıklı atımlar şeklinde olursa pulsatil akım fetal kalp yetmezliğinden şüphelenilmelidir. Bu atımlar arteryel atımlarla çakışır ve özellikle ileri derecede triküspid yetmezliğinde oluşan basınç artışının vena kava, hepatik venler, duktus venozus ve umbilikal venlere geri yansımasını temsil eder. Umbilikal arterde diastolik akım kaybı ve vende pulsatil akım izlenmesi kötü prognoz işaretidir. Orta serebral arter özellikle çıkış şekli ile Doppler pulsuna paralel yöndedir.
İleri ve yansıyan basınç dalgaları arasındaki örtüşme, PWV'ye,basınç dalgalarının yansıma bölgelerine uzaklığına Tr belirlenir ve sol ventrikül ejeksiyon süresine LVET bağlıdır. Düşük PWV düşük sertlik olan kişilerde, ventrikül atımı durduktan sonra Şekil 7Asystole sırasında değil, erken diyastole aort basıncını artar, çünki Tr uzundur ve yansıyan dalgalar diyastol sırasında santral arterlere etki eder.
Bu fizyolojik olarak avantajlıdır, çünkü erken diyastolik basınçtaki artışı, sol ventrikül yükünü artırmadan koroner perfüzyon üzerinde güçlendirici bir etkiye sahiptir Şekil 7 A. Santral aortada bileşen basınç dalgaları basıncı azaltacak şekilde örtüşürler, periferik arterlere santral ile periferik sistolik basınç ve PP amplifikasyonu kıyasla daha düşük aortik sistolik ve nabız basıncı oluşur Şekil 6.
Daha yüksek periferik basınç sadece o andaki ve yansıyan dalgaların diyastolik arterler yüksek anına bağlı değil, aynı zamanda periferik arterlerin daha fazla sert olmasından, yani kan kolonunun daha yüksek mahallî basınç etkisine uğramasından kaynaklanmaktadır 1. Aortadaki bu faydalı zamanlama, arteriyel sertleşme nedeniyle artan bir PWV ile bozulur.
Artan PWV ile yansıyan dalgalar, diyastol yerine sistol sırasında merkezi arterlere daha erken etki ederek, sistol sırasında aort ve ventrikül basınç dalgalarını yükseltir, diyastol sırasında aort basıncı ise 1 adım hipertansiyon Şekil 7B.
Yaşlanma ile veya yüksek PWV varlığında, Tr çok kısadır ve aortada, ileri ve yansıyan dalgalar neredeyse aynı fazdadırlar, merkezi aort basıncı periferik basınca yakındır ve amplifikasyon kaybolma veya zayıflama eğilimindedir. İleri ve yansıyan dalga arasındaki çakışma zamanlama sol ventrikül ejeksiyon süresine bağlı değişebilir.

Örneğin taşikardi varlığında, sol ventrikül ejeksiyon süresi yansıyan dalganın 'alımı' için çok kısa olabilir, o zaman yansıyan dalga sistole üzerinde değil, diyastole üzerinde etki edecektir Şekil 7C ve D.
Kısa sol diyastolik arterler yüksek ejeksiyon süresi, merkezden-perifere basınç diyastolik arterler yüksek yapacaktır. Buna karşılık, uzun sol ventrikül ejeksiyon süresi olur ise, ileri dalganın üretimi sırasında hala yansıyan dalganın 'alımı' için elverişlidir, bu basınç dalgaları arasındaki çakışmayı artırır ve merkezi-periferik sistolik ve nabız basıncı amplifikasyonu azaltır Şekil 7D.
LVET kısaldığında taşikardiyansıyan dalganın diyastol sırasında yansıyan dalgaların etki etmesi değişmeyen PWV koşullarında D olasılığı daha yüksek olacaktır.
Sistolik kan basıncı nedir?
Son olarak, ileri dalganın kısmi yansıması, art arda gelen arteriyel segmentlerin empedans uyuşmazlıklarının varlığına bağlıdır 6,10, Empedans uyuşmazlığı, periferik arterlerin düşük aort PWV'si ve daha yüksek PWV ile karakterize edilen genç deneklerde belirgindir. Ardışık arteriyel segmentlerin empedans uyuşmazlığı, periferik vasküler yataktan gelen ve pulsatil enerjinin mikrosirkülasyon ve kılcal damarlara iletimini sınırlayan mahallî kısmi yansımalardan kaynaklanır.

Diyastolik arterler yüksek 8 A Arteriyel sertlik gradyanı varlığında aortic PWV Yaşlanma ile birlikte, aort sertliği PWV periferik arter sertliklerinden çok daha büyük bir ölçüde artar ve bu sertlik gradyanını giderek yok eder 6,10, Böylece kısmi yansıma sınırlanıp, kademeli olarak azalarak, pulsatil enerjinin periferik mikrosirkülasyona iletimini artar 11 Şekil 8 B.
Bu özellikle beyinde ve böbrek gibi düşük dirençle perfüzyonu sağlayan organlarda daha belirgindir ve bu iki organ korumasız kalır.